Asıl adı Alecia Moore olan Pink, 8 Ekim 1979 tarihinde
Amerika'nın Pensilvanya eyaletinin Doylestown bölgesinde dünyaya geldi.
Şarkıcının Pink adını almasının sebebi, sanıldığı gibi müzik dünyasına ilk adım
attığında saçlarının pembe renkli olması değildi. Bu takma ismi, genç kadının
çocukluk yıllarında da kullanılmaktaydı. Pink'in müziğe olan ilgisinin başlıca
sebebi, babasının onu uyutmak için bestelediği ninillerdi. Yaşı ilerledikçe bu
ninniler düetlere dönüştü ve Pink lise yıllarında babasıyla birlikte ilk
bestelerini yapmaya başladı. Yerel bir rap grubuyla sahneye çıktığında ise henüz
13 yaşındaydı. Oldukça sorunlu bir gençlik dönemi geçirdikten ve annesi ile
babası ayrıldıktan sonra, annesiyle kavga etmekten bunalarak 14 yaşında evi terk
etti ve müzik hayatına daha ciddi bir şekilde devam etmek zorunda olduğunu
anladı.
14 yaşına geldiğinde ilk şarkısını yazdı ve Philidelphia'daki
Kulüp Fever'da sahne almaya başladı. Yıldızı burada parlamaya başlayan genç kız,
her zaman programına dahil olduğu bu kulüpte, sıradan bir cuma akşamında, MCA
Kayıt Şirketi yetkililerinin dikkatini çekti. Yeteneğini ölçmek için Basic
Instinct isimli bir grupla kısa süre birlikte çalıştırdıkları Alecia'yla
çalışmaya devam etmediler. Bu geçici hayal kırıklığı, genç kızın moralini
bozmadı. Çünkü o, herhangi bir topluluğa ait olduğunu
düşünmüyordu.
R&B'nin popa dönük olduğu tarza ilgi duyan Pink, kısa
süre sonra L.A. Reid'e, yazdığı şarkıları gönderdi ve ilk kez 'solo çalışma'
yapmak üzere harekete geçmiş oldu. Reid, Pink'in çalışmalarından çok
etkilenmişti. Artık genç kız, başarılarla dolup taşacak olan kariyerine gerçek
bir giriş yapmak üzereydi. Reid sayesinde; She'kspeare, Babyface ve 112 gibi
önemli isimlerle birlikte çalışarak besteler üretme şansına sahip oldu.
Amerika'nın Pensilvanya eyaletinin Doylestown bölgesinde dünyaya geldi.
Şarkıcının Pink adını almasının sebebi, sanıldığı gibi müzik dünyasına ilk adım
attığında saçlarının pembe renkli olması değildi. Bu takma ismi, genç kadının
çocukluk yıllarında da kullanılmaktaydı. Pink'in müziğe olan ilgisinin başlıca
sebebi, babasının onu uyutmak için bestelediği ninillerdi. Yaşı ilerledikçe bu
ninniler düetlere dönüştü ve Pink lise yıllarında babasıyla birlikte ilk
bestelerini yapmaya başladı. Yerel bir rap grubuyla sahneye çıktığında ise henüz
13 yaşındaydı. Oldukça sorunlu bir gençlik dönemi geçirdikten ve annesi ile
babası ayrıldıktan sonra, annesiyle kavga etmekten bunalarak 14 yaşında evi terk
etti ve müzik hayatına daha ciddi bir şekilde devam etmek zorunda olduğunu
anladı.
14 yaşına geldiğinde ilk şarkısını yazdı ve Philidelphia'daki
Kulüp Fever'da sahne almaya başladı. Yıldızı burada parlamaya başlayan genç kız,
her zaman programına dahil olduğu bu kulüpte, sıradan bir cuma akşamında, MCA
Kayıt Şirketi yetkililerinin dikkatini çekti. Yeteneğini ölçmek için Basic
Instinct isimli bir grupla kısa süre birlikte çalıştırdıkları Alecia'yla
çalışmaya devam etmediler. Bu geçici hayal kırıklığı, genç kızın moralini
bozmadı. Çünkü o, herhangi bir topluluğa ait olduğunu
düşünmüyordu.
R&B'nin popa dönük olduğu tarza ilgi duyan Pink, kısa
süre sonra L.A. Reid'e, yazdığı şarkıları gönderdi ve ilk kez 'solo çalışma'
yapmak üzere harekete geçmiş oldu. Reid, Pink'in çalışmalarından çok
etkilenmişti. Artık genç kız, başarılarla dolup taşacak olan kariyerine gerçek
bir giriş yapmak üzereydi. Reid sayesinde; She'kspeare, Babyface ve 112 gibi
önemli isimlerle birlikte çalışarak besteler üretme şansına sahip oldu.